Kum Güzeli | Ulus Baker

Kum Güzeli | Ulus Baker

By heybedar ·
9 Kasım 2018

En elde edilmemiş şiirdin sen. Kuşluk vakti yazılanlardan… Bıkkın bir rahibin, bir sabah, yorgun bir vezirin akşamın alacakaranlığında muhtemelen yazacağı… Masadan doymadan kalkmış gibi okunmalı… güzelsin…

Uzaktan zor seçilebilir bir harf… Hayır hayır! Şimdi anlıyorum… Gizli bir rakam, Kabala’dan… kumun üzerine çizilen… Çöldeyiz ve başka bir yerde değiliz… ama güzelsin…

Dansederken göğüsleri sallanan kadınlardan, karadelikleri saatlerce uçuşup duranlardan, sessiz sitemleri kargaşada bile belli olanlardan tırsma öyle kolay kolay… Öyleyse bu bir nasihat… çünkü güzelsin…

Onlar bitecekler: Çizgi roman gibi kolayca, tatile çıkarken boşanan yağmur gibi apansız, menemen pişirmek gibi aceleyle… hâlâ güzelsin…

İskemle hasır ve ayaklarında yatay, ayaklarını dizlerini böğrüne çekmeye razı olarak basabileceğin yatay tahta çubuklar… Rahatına düşkün keyiften uzak Osmanlı “effendi”sinin (ephendi?) garip kahvehane illeti bu iskemleler… Otur o illete gerçekten, çekinmeden, sereserpe… orada güzelsin…

Yılgın geçilir sokaklardan, kuş gibi değil, işportacı kertenkeleler gibi de değil… Ağır aksak, akşam dörtten sonra yaz günü… Akşam mı? O kayıtsızdır… Bildiği gibi değişir, geçer, gider… güzelsin…

Kes kulakları, geçir bir sicime… Ama kaybetme… Başka ne göstereceksin savaşa dair? Kara delikler işitmiş bu öyküyü… Islanarak… Ama güzeller…

Kalp kalbe karşı… Bir arkadaşın evinde… Çiçekmiş… Hemen uzmanı geçindim. Ah! O güneş ister. Ah! Bol su asla olmaz. Oysa hiç anlamam çiçekten… Devetabanını pazı sanabilirim… Neden yaptım bunu? Çiçeğin adı sardı beni… Çünkü güzelsin…

Sözlerine delik kulağım… Özürlere sağır… Kör bir kuyu olacağım… Sen ise, güzelsin…
Güzel sözcüğünü senden başkasına lâyık göremem… Ama bir önceki cümlede görmüş olabilirim… Aldırma, güzelsin…

Mikroskop mucidi Leeuwenkoek dostu ressam Vermeer’e “su böyle işte ve başka türlü değil” demiş… Bir öpüş damlasında milyarlarca gözle görülmez yaratık… Ressamın tarafını tutuyorum… Çünkü, güzelsin…

Birkaç tel beyaz… Bizi gazlamaz… Sakınmazsın görüntünü, biliyorum… Çünkü güzelsin…
Mikroskopun mucidi Leeuvvenhoek, aynı günde doğdukları, hep komşuluk yaşadıkları dostu ressam Vermeer’e bir su damlası gösterip, “su işte böyle ve değil başka türlü” demiş… Bir öpüş damlasında kanyuvarları… Mucidin tarafım tutsam da… Sen güzelsin…

Teleskopla bulamadım… Mikroskopla bulacağım… Ayın yüzeyinin de bir dokusu var elbet… Gözenekler, sivilceler… Onlarla çok güzelsin…

Neo-liberalizm, ruhçuluk, tarikat, entellektüel, ordu, çok-insansız şirketler, öykü yazarları, kestaneyi çizdirenler, uzaktan bakanlar, Şemdinliler, tavşan falcıları, kurban sömürgenleri, onmaz kuşkuculuk, araba tamircileri, taksitle alın tutkumu, hadi… Kazık ve pazarlık… Ama son kumarım sensin… Sen, güzelsin…

Sen, güzelsin… Kuraldışı… Bastıbacak… Minicik… Ama sen, güzelsin…
Kapımın eşiği, gözümün bakışı, son ruhsal tatil, duruşum, bozuluşumsun… Pazarlık etmem… Markette yoksun… Reklamın yok! Gerçekten… Güzelsin…

Kedi sakladım senden, öykü sakladım, belki bunu da saklayacağım… İhanet… Ama sen, güzelsin…

Ruhumu saran sacayağı, gözümün bağı, son ruhsal kaatil, ölümüm, mahvoluşumsun…

Cazgırlık etmem… Gönlünde yokum… Aşkımız, yok! Gerçekten… Güzeldin…

https://soundcloud.com/mutludalkin/ulus-baker-feat-neset-ertas-psychedelic-kum-guzeli

heybedar

heybedar

bazı şeyler

11 Ocak 2018 · 0 comments Çık Gel | Hüsameddin Bayraklı

Kırıldı sazı âşıkların Gırtlağına bülbül sığınmışlar terk etti meydanı Bir köprünün batıya açılan kanadında Kavminden kopmuş bir ben kaldım Ayağı takunyalı güzellerin önüne serildim Gözüme gözü değenleri mest ettim dilimle Bir ölüye ruh üfürmem kaldı Bildim, had günahsızlığa soyunmak değil Marifet derdi giyinmekmiş Sen benim ipek yolum Sen Hint tacirlerin imrendiği gömleğim Çık gel, kışı […]

Discussion (1)

Your email address will not be published. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir