Bir Roman Nasıl Okunur?

Bir Roman Nasıl Okunur?

By Fidan cg ·
5 Mayıs 2020

ABD’li yönetmen Woody Allen hızlı okuma kursuna gitmiş, ödev olarak da Suç ve Ceza’yı okumuş. Ona “Romandan ne anladın?” diye sorduklarında “Olay Rusya’da geçiyor,” yanıtını vermiş. Hemen buradan Gabriel García Márquez’e sözü verelim. Kolombiyalı usta şunu söylüyor: “Hayat, insanın yaşadığı değildir; aslolan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır.” (Anlatmak İçin Yaşamak, Marquez, Çev. Pınar Savaş, Can Yayınları)

Bir romanın nasıl okunacağının pek çok yanıtı var. Ama tek bir formülü yok. Olabildiğince dikkatli davranmak, her detaya ilgi göstermek ve alt metinleri anlama çabası için çabalayıp durmak, bir roman okumanın ötesine geçen eyleme dönüşür: Metni okurken heyecanlanmak, sayfaların çabuk bitmesini dilemek, olay örgüsü hakkında fikir yürütmek, betimlemeler eksikse kişiler ve mekanlar hakkında hayal kurmak, roman okurluğunun olmazsa olmazları arasında yer alıyor.O çabayı sergilerken herkesin farklı bir tarzı var. Kimi evinde okuma koltuğuna gömülerek okur, kimi benim de yıllarca yaptığım gibi İstanbul trafiğinde iş yeri servis minibüsünde zayıf bir ışığın altında okur, kimi kütüphaneye gider, kimi müzik dinleyerek metinle yoğunlaşır, kimi sesli kitapla devam eder… Yine de her okuma tarzının sonunda, metinden geriye kalan okur kişinin yarattığı kendi metnidir.

Sahi bir kişi bir romanı okumaya neden karar verir? Öğrenci olduğu ve ödev verildiği için mi? Yoksa kendine ayırdığı vakti kurgusal bir edebiyat metni ile değerlendirmek istediği için mi? Sosyal medyada kahve ile yan yana çekilmiş bir fotoğrafını görüp, özendiği için mi? Ya da bir yazar olduğundan ötürü, türleri, tarzları ve metin iklimini anlamaya dönük çabası için mi? Veya hiçbir nedene bağlı olmaksızın, bir düşünsel eylemin sonucu değil de düşen bir bardağı havada yakalamaya eş değer bir refleks ile eli o an roman denilen nesneye gittiği için mi?

‘Bir roman nasıl okunmalı’ harika bir yazı ,okumak için linke tıklayın!

https://oggito.com/icerikler/bir-roman-nasil-okunur/64970

Fidan cg

Fidan cg

Editör

15 Ocak 2018 · 0 comments Annabel Lee | Merve Küçüköner

  Gittikçe büyüyen bir sessizliği bütünleyen şehrin ortasında aynada ağlayan bir kadın vardı. Senelerce, senelerce evveldi; Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz, İsmi Annabel Lee; Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten Sevmekten başka beni.   Gittikçe küçülen bedenimin ortasında oynayan, ruhumun boşluklarını kahkahalarla dolduran bir kadın vardı. Ellerimi uzattığımda, tutmazdı. Parmak uçlarımı öpmenin ellerimi tutmaktan daha güzel olduğunu […]

Discussion (0)

Your email address will not be published. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir